İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Görsel Sanatlar Yönetmenliği,
Taşınabilir Sanat Projesi
1 Kasım – 15 Aralık, 2008
Kartal Bülent Ecevit, Ümraniye Atakent ve Cennet Küçükçekmece Kültür Merkezi İstanbul
Sanatçılar: Ahmet Elhan, Aslımay Altay, Berna İpek, Burcu Yağcıoğlu, Ceren Oykut, Emel Akın, Evrim Kavcar, Gülsün Karamustafa, Gözde İlkin, İlke İlter, İpek Duben, İrfan Önürmen, Kezban Arca Batıbeki, Nancy Atakan, Nermin Er, Olgu Ülkenciler, Ragıp Basmazölmez, Yeşim Ağaoğlu.
Bireyin, kendini yaşadığı kentle özdeşleştirmesi, kenti yalnızca konut, işyeri ve ulaşım olanakları sunan bir yapı olmasının ötesinde algılaması mümkün mü? Birey, içinde yaşadığı sosyo-ekonomik ve kültürel koşullarda kentin politik düzlemdeki temsiline sağlıklı bir yaklaşım geliştirebilir mi? Sosyalbilimcilere göre, ‘Kent’, köyün karşıtı, ya da bir yüzölçümü, nüfus sayımı, nazım planı, hane sayısı, alt yapı... değil, kentlilerin karşılıklı etkileşimlerinden oluşan ve canlılığını sürdüren bir ilişkiler yumağıdır. Kentlerin değişim ve dönüşümleri ekonomik kalkınmanın dışında kültürel ve sosyal dinamiklere de bağlıdır. En basit sosyal ve gündelik yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan önemli bir kitlenin, yaşadığı ‘Şehir’i farketmesi için birtakım uyaranlara ihtiyaç vardır. Sanatın toplumsal işlevi, bu türden bir uyarı olma özelliğini gündeme getirmektedir. İstanbul 2010 Taşınabilir Sanat Projesi çerçevesinde önerilen etkinliğin potansiyel etkilerinden biri, kültür ve sanatın her mekanda varlık gösterebilmesini desteklemektir. Bu sergi, sanatın, dolayısıyla sanatçıların, sınırlı sayıdaki merkeze sıkışmış mekanların duvarlarını aşarak, etkilerinin genişlemesine olanak sağlayacaktır.
Bu sergi ile, çok yönlü, çok boyutlu, çok sorulu ‘şehir’ kavramını sanatçıların yorumuyla aralamak ve izleyici kitlesini yaşadığı kentle, sanat aracılığı ile karşı karşıya getirmek amaçlandı. Sergi ile, bireyler arasında iletişim kurulması, sanatın getirdiği yaratıcı enerji ve farkındalık ile toplumun kendine bakışının özgürleşmesi ve zenginleşmesi hedeflendi. Kent kültürünü yansıtacak yapıtların yer alacağı ‘isimŞEHİR’, öncelikle sergileneceği bölgelerde yaşayan insanların katılımına ihtiyaç duymaktadır. Katılımın sağlanabildiği, tüm toplumsal katmanlara açık olarak tasarlanan sergi, güncel sanat algısının toplum belleğindeki ‘anlaşılmaz’ vurgusunu değiştirmeye yönelik bir biçimde kurgulanmıştır. Sanat’ın ulaşılabilir olmasına vurgu yapacak sergi, sunulacağı izleyici kitlesinin, tanıdık/bildik imgeleri yakalayabilecekleri, yorumlanmasına katkıda bulunabilecekleri, görsel sanatın, gündelik yaşama dokunduğu noktaları hissecekleri yapıtlardan oluşmaktadır.
‘Şehir’ denildiğinde zihinlerdeki çağrışımlar herkes için farklı olacaktır. ‘Şehir’lerin derin kültürleri ve pek çok yüzü vardır. Sanatçıların, kente dair yarattıkları imgeler, kimi zaman bir şehrin gerçekliğinin önüne geçecek kadar etkilidir. ‘isimŞEHİR’de, izleyiciler, kente dair soyut bir imge oluşturan büyük anlatılardan çok, kendine özgü küçük hikayeler, anlar, sesi az duyulan katmanlar, gerçeküstü çoğulluğu ve olabildiğince çok yönüyle içinde yaşadıkları ‘kent’le karşılaşacaklardır.
Derya Yücel
Haziran 2008, İstanbul