Roxy Club, Taksim
4 - 15 Nisan 2005
Sanatçılar: Genco Gülan, Gül Ilgaz, Nancy Atakan, Neşe Çoğal, Özgül Arslan, Volkan Aslan, Yasemin Özcan Kaya.
Sanat yapıtı, her zaman için farklı bir zamana, farklı bir mekâna ve farklı sosyo-kültürel üretim ve işlev koşullarına işaret eder. Sanat yapıtı ve sanat eylemi üzerine ‘konsept’lerle, ‘başlık’larla tarif edilen ya da tarif edilmeye girişilen bir şifre çözümü veya anlamlandırma hakimdir. Bu proje, sanat yapıtı ve sanatçının üretimini anlamlandırma girişimlerinden silkinerek, yapıtın ve sanatçının ‘kendi kelimelerine’ alan açılması için önerilmiş bir sergidir. Serbest Bölge / Tarafsız Alan, tarif edilme girişimine maruz kalmamış, neyi anlattığı, nasıl işlev gördüğü ya da hangi noktada ‘sanat’ icra edildiği, konseptler, kaynakçalar, alıntılar ve kavramlarla kendisine yüklenilmeyen bir bölge olarak tasarlanmıştır.
Bu sergi, yapıtlar, sanatçıların eylemleri, özgül işlevleri, ve ortaya çıkan işler üzerine iddialarda bulunmak yerine bir keşif, araştırma ve sorgulama alanı önermektedir. Çünkü yapıt, aslında sadece sanatçıya ait, düşünce, duygu, düşgücü ile bu dünyaya ilişkin bilincinin ‘şey’lere dönüştürülmüş ürünleridir. Sanatçıya ait bu dünya bilinci, tarih, toplum ve sosyo-kültürel sınırlar içinde inşa edilmektedir.
Bu sergide, yapmak istediğimiz şey, izleyiciyi, neyi göreceği ya da neyi nasıl anlamlandırabileceği üzerine yönlendirmek değildir. Tam tersi, izleyici, yapıta dair anlamların ortaya çıkışına dahil edilmelidir. Kalıplandırılmış, sınırlandırılmış, sadece ‘bakma’ eylemi yerine, kişinin kendisini yapıtla ve yapıtın temsil ettiği alanla ilişki içine girebilmesine araç olmaktır. Çünkü, sanat yapıtı, eleştirmen , küratör, izleyici, seyirci hatta yaratıcısı olan sanatçı olsun ortaya çıktığı andan itibaren daima hiç kimseyle doğrudan aynı olduğu iddia edilemez başka anlamlar türetir. Ve nasıl ve kim tarafından kelimelerle tarif edilirse edilsin, içerikler her zaman daha fazlasını duyumsatacaktır.
Sanatın ve sanat yapıtının anlamını belirleyen bir başka unsur da izlendikleri yer yani yerleştirildikleri fiziksel mekândır. Yapıtın izlendiği mekân, o yapıtın anlamını ve işlevini dönüştürebilir. Bu sergi, yapıtın işlevini önceden belirleyen ve izleyiciyi zorunlu bir okumaya yönlendiren müzeler, galeriler, beyaz odalar dışında bir mekân önermektedir. Alışıldık sanat mekânları, içine aldıkları yapıtın ‘iyi’ ya da ‘önemli’ olduğuna karar veren resmî onayları hissettirir. İzleyicinin neye bakacağının ve baktığı şeyi nasıl göreceğinin sınırlarını çizer.
Bu serginin gerçekleştirileceği mekân, bu türden sınırların görülmeyeceği bir alandır. Sergiye verilen Serbest Bölge / Tarafsız Alan ismi sosyal, ekonomik ve siyasi birçok alana işaret eden göndermeler içermektedir. Kelime anlamıyla ‘serbest’, bağımsız, erkin ve hareketi herhangi biçimde engellenmeyendir. Bir ülkenin sınırları dışında konuşlandırılan siyasi ve ticari rejimi açısından açık bölge olarak tanımlanan serbest bölge, sınırları hem belirlenmiş hem de tüm sınırların dışında tutulan bir alanı ifade eder. Hiç bir tarafa ait olmayan ama resmî taraflarca üzerinde ‘tarafsız’ olmasına karar verilmiş bir bölge olarak da tarafsız alan siyasi ve askeri anlamıyla askerden arındırılmış, yansız bölgeye işaret eder.
Belirlenmiş, tasdik edilmiş sınırların dışında durmayı öneren bu sergi, bakışlara yön veren ve hatta bakışları yöneten koşulların görülmeyeceği bir mekân önermektedir. Bu mekân, yansız, tarafsız, serbest bir alandır.
Üretmek, yapmak, inşa etmek, artık sanatçının hayatını daha yaşanabilir hale getirmek gibi bir anlam taşımaz; hayatın kendisidir. Bu sergi, sanatçılar için, sadece kendi kelimeleri ile içlerini dökebilecekleri, kısıtlanmadan eylemlerini gerçekleştirebilecekleri bir alan olarak önerilmekte, son günlerde sıkça duyulan, sanat ortamındaki iktidar tartışmaları üzerine bir vurgu yapmak değil, aksine bu vurgunun silinerek yitmesine kanal olabilecek bir katılım oluşturmak adına tarif edilmelidir.
Derya Yücel
Mart 2005, İstanbul