“Hüzünlü ve Huzursuz”
Öner Kocabeyoğlu Sanat Koleksiyonu’ndan Melankoli Üzerine Kuşaklararası Bir Seçki
17 Eylül-15 Ekim 2018
Akaretler/ SIRAEVLER 55
"Güzelliğin hangi çeşidi olursa olsun,
onun gelişmesi hassas ruhu gözyaşlarına boğar.
Bu yüzden melankoli;
bütün şiirsel tonların en yasal olanıdır."
Edgar Allan Poe
Aristotales, özgün ve tutkulu bir heyecan içinde yaşayanların genellikle melankolik olduklarını söyler. Arzular ve yoksunluklar, hüzünler ve huzursuzluklar arasındaki çelişkide çaresizliği duyumsayan “yine de hiçlik içinde bile bir umut düşleyen”1 bir bilincin incelmiş derinliğidir Melankoli. Keder ve hüzün içeren, umutsuzluk, yoksunluk hissi, huzursuzluk ve coşkusuzlukla kendini gösteren melankoli, kapsamlı bir konudur; Aristoteles, Galenos, İbn-i Sina, Montaigne, Freud, Baudelaire, Benjamin, Kristeva, Butler gibi pek çok düşünür, sanatçı ve yazar farklı ilgiler doğrultusunda bu kavrama yoğunlaşır. Agamben ise farklı melankoli yorumlarında ortak iki öğeyi teşhis eder: Bu iki öğe “nesneden uzaklaşma” ve “tefekkür eğilimiyle kendi içine dönme”dir.
Sanatta şiirsel ve düşsel esrimenin de ruhuna dâhil olan içe dönme ve melankoli bir bakıma dünyaya karşı geliştirilen duygusal bir mesafedir. Sanatçı, dünyanın ve tarihin enkazıyla kurulacak ilişkide bu mesafenin aralığında durur. Dün de bugün de, politik özne olmanın koşullarından biri melankoli aracılığıyla varlığa/varoluşa karşı korunan bu mesafedir.
Öner Kocabeyoğlu Sanat Koleksiyonu kapsamında “Hüzünlü ve Huzursuz” başlığıyla bir araya getirilen seçki, Türkiye modern ve çağdaş sanatı öyküsüne yaratıcı mirasını bırakmış ve bu mirasa dahil olarak üretimlerini sürdürmeye devam eden farklı kuşakların yapıtlarında yansıyan “Melankoli’nin izini sürüyor. Bu yapıtlar, yaratıcısının iç dünyasını, nesnelerin gizini, renklerin ruhunu verirken, izleyiciye hüzünle derin bağlar kurduruyor. Bu yapıtlar, yaşanılanların, sorgulamaların, düşüncelerin sonucunda yoğun bir kedere veya haz duyulan bir huzursuzlığa yol açan anlamlı bir başkaldırının ve umudun ürünleri olarak duyumsananıyor. Çünkü, melankoli arada olmakla, hüzünle, huzursuzlukla, çelişkilerle, kararsızlıkla yan yana dursa da sarılacağımız tek şey olarak, yaşadığımız çağ ve yaşadığımız coğrafyada olduğu gibi, sanatın da bize vadettiği umudu hatırlatıyor.
SANATÇILAR
Hakkı Anlı
Fulden Aran
Avni Arbaş
Yüksel Arslan
Gülşah Bayraktar
Seçil Büyükkan
Taner Ceylan
Büşra Çeğil
Adnan Çoker
Nejad Melih Devrim
Abidin Dino
Burhan Doğançay
Eren Eyüboğlu
Leyla Gediz
Mustafa Horosan
Hayal İncedoğan
İlhan Koman
Komet
Fikret Mualla
Mübin Orhon
Ardan Özmenoğlu
Günnur Özsoy
Seçkin Pirim
Nejat Satı
Yaşam Şaşmazer
Fatih Temiz
Selen Tokgöz
Seyhun Topuz
Selim Turan
Ömer Uluç
Burcu Yağcıoğlu
Fahrelnissa Zeid